İlk çağlarında insanlık olaylara ve nesnelere açıklık kazandırma, neden ve nasıl sorularına cevap bulma gibi merak hissi ile ateşlenen arayışları için en başta tutarsız, hurafevi, asılsız savlar geliştirdi. Hayal güçlerinin kafalarını kurcalayan merak duygusu ve endişelerine üstün gelmesi için getirdiği cevaplar yalanın doğuşunu oluşturmuştur. Şimşek çarpıp yangın çıkardığında, rüzgar artıp dalgalar büyüdüğünde, gece olup görüntüleri yitirdiklerinde yorucu bir seviyede akıllarını kurcalayan neden sorusuna yönelik cevap bulup rahatlama ihtiyacı, yalanla avutulma, olayları aşma , üstesinden gelme gibi ödüllenme duygusuna da katkı sağlayan neticeleri getirmiştir.
Yorucu bir merakla çalkalanan zihnin sadeleşmesi, kendini toparlaması için avutan, ödüllendiren bir cevap, beraberinde ruhsal iyileşme de getirdiği için tercih edilir olmuş ve hayal gücü yalan üretmeye en eğilimli kişiler bilgelik ünvanının ilk sahipleri konumuna erişmişlerdir. İnanç açlığı gibi ruhsal bir eğilim de bununla tatmin görmüştür. İnsan aklının, dillerin ve çağların daha da geliştiği yıllara doğru yalan söyleme eğilimi birleştirici, ayrıştırıcı zıtlıkları aynı zamanda mümkün kılabildiği gibi çıkarlara hizmet eden kurnazca bir tutum halini de almıştır.
Yalan söylemenin en anahtar nedenleri kendisini bireysel ya da toplumsal çıkarını gözeten kurnazlığın, faydacılık esaslı tutumun netice verdiği durumlarda gösterir. Yalanla kazanılan zafer duygusu ekonominin tanımında optimize edildiği gibi sınırlı kaynak ve enerjiyle sınırsız taleplere cevap verebilme sanatına da entegre edilmiştir. Kişinin daha az gayretle daha çok fayda elde etmesi için hayal gücünü ve dilini sahaya koyduğu bir yalan, sınırlı eylemle sınırsız fayda elde etme rüyasının anahtarıdır.
Çağımızın psikolojik hastalıklarından biri olan mitomani yani yalan söyleme ve kendi yalanına inanma hastalığı bu tarihsel süreçten geçmiştir. Mitomani hastaları yalan söyleme eğilimine farklı bir neden getirmişlerdir. Mitomanikler çevrelerindeki insanları kendi donanımları, faaliyetleri, nitelikleri konusundaki yalanlarına inandırarak etkilemeyi ve tesirleri altına almayı amaçlarlar. Bu tür yalancılık toplumca kabul görüp sevilme, liderlik elde etme ve etkileyicilik sağlamak için öyküleme konusunda hayal gücünden istifade eden hilekar nitelikler taşımaktadır. Mitomanikler yalanları ile tutarlı bir görünüm elde etmek için rollere bürünür ve kurgusunu gerçekleştirdikleri bu rollere gerçekten sahip olmaya eğilim kazanabilirler. Bunun için hafızalarını diri tutmaları ve söylemleri ile eylemleri arasındaki zıtlıkları gizlemeyi bilmeleri gerek duydukları becerilerdir. Tüm bu bakımlardan yalan, sınırlı bir gayretle sınırı geniş bir faydaya ulaşmak için ortaya konulan kolaycılıktır.