Deniz Özcan bir yoga eğitmeni. Haziran başında yazdığı 'Bırak, ışığın parlasın" yazısı çok hoşumuza gitti. Ruhsal detoks için neler yapılabileceğini anlatıyordu yazısında; yavaşlamaktan, dinlemekten, teşekkür etmekten bahsediyordu. Ruhsal bir detoks yapmak için bir zaman sınırı yok. Her gün başlanabilir. Belki de sizin için bugün o gün. Deniz Özcan'ın içten yazısını okuyun. Size ilham verecek:

"Yaz aylarına girerken hep bir şeyleri geride bırakmak istiyoruz. Özellikle bize yük olan kiloları ve de onlarla beraber sıkışmış düşünceleri! Daha hafiflemek istiyoruz! Yaz ve kış aylarına geçiş dönemlerinde detoksun iyi geldiğini biliyorum. Ben de bu günlerde, yoga terapi öğretmenimin uygulamamı istediği detoksu yapıyorum. Detoks, bize “fazla aldın, birazcık ver” diyor. Bunu yaparken sadece fiziksel detoks değil, ruhsal detoks da yapıyorum. Bence bu daha anlamlı oluyor. Sizlere yediğim içtiğim şeylerden bahsetmeyeceğim. Ama tabii ki brownie yeyip, cappucino içmiyorum! Evet ruhsal detokstan bahsedeceğim.

1. Bırak gitsin
Detoks yapmaya niyetlendiyseniz, birinci şartı bırakmak. Aşırıya kaçtığınız yeme, içme ve tüketme alışkanlıklarınızı fark etmek ve onu daha aza indirmek veya yerine daha sağlıklı bir şey koymak gerek. Tamamen hayatından çıkarmak için ise kendine zaman tanımak. Alışkanlık haline gelmiş huylarını bırakmak, yediğin abur cuburları bırakmaktan daha zor!

2. Dinlemeye and içiyorum
Dinlemek kolay görünen ama pratikte çok zor bir eylem. Birileri konuşurken sadece 10 saniye gülümseyerek dinlemenizi öneriyorum. Bunu yaparken ağzın içini hissetmeye çalışın. Böylece çevrendekilere daha fazla öğüt vermekten kaçınabiliyorsun!

3. Yavaşlamak
Her ne yapıyorsam, tam o anda, sadece o işin tadını çıkarıyorum. Aynı bir kedinin, poposuna vuran akşam güneşinde gerinerek patisini uzun uzun yalaması gibi... Çok basit, aynı anda başka bir şey düşünüp ya da bir sonraki adımıma doğru koşmuyorum. Hatta bazen sadece oturup bir ağacı izliyorum.

4.Teşekkür etmek
Hayatımdaki iyi ve kötü öğretmenlere teşekkür ediyorum. İyiliklere teşekkür etmek kolay olanı, kötülüklere teşekkür ederken zorlanıyorum. Ama biliyorum ki, o da bana bambaşka bir bakış açısından bakmayı öğretti. Bunu yaparken kalbimi elimdeki bir külah çilekli dondurmaya benzetiyorum ve kötülük olarak gördüğüm şeyleri düşündükçe dondurmam eriyor, yani kalbim katılığını kaybediyor. Bir çeşit kalp detoksu!

5. Mutluluk bulaşıcıdır
Mutlu olan insanlarla zaman geçirmeyi tercih ediyorum. Evet zaman bizim için çok kıymetli. Negatiflik de ışık hızıyla yayılan bir şey. Olumsuzluğun dibine vurmuş insanların “gel, masaya bir kadeh de sen koy” çağrısına kulak asmayın. Çünkü onların hep bir dertleri vardır, merak etmeyin, bitmez! Olumlu insanlar ise bir kelebek gibidir. Havada cıvıl cıvıl renkleriyle uçarlar. Onları takip edin!

6. Nazik olmak
En zor olanı en sona sakladım. Bunu yaparsanız iyi dereceyle mezun oldunuz demektir. Öncelikle kendi bedenime nazik davranmaya çalışıyorum. Bunu yapmak ise bana kendime karşı nazik olmayı öğretiyor. Nazik olmak, sadece başkasına karşı yaptığımız zamansız kibarlıktan farklı bir şey. Kendi hislerini fark etmek demek. Kendine karşı nazik olunca çevrendekilere karşı daha nazik olabiliyorsun. Bu da empati yeteneğini geliştiriyor.





Tabii ki detoks yogasız olmaz! Yoga, farklı pozlara geçişlerin etkisiyle organlarımıza masaj etkisi yapıyor. İç organlar uyarılıyor ve iç salgı bezleri dengeleniyor. Bedenden yoğun bir toksin atımı gerçekleşiyor.

Zihinsel toksinleri atmak için ise meditasyon yapıyorum. 5 dakika sessiz oturmak bile zihni sakinleştiriyor.

Bahar ayları yenilenmek ve tazelenmek için en uygun zaman. Temiz bir beden ve temiz bir zihin ile çevremize pozitif titreşimler yayarız. Haydi sizde bir tırtıl gibi üstünüzdeki ölü deriyi atın! Hareket edin, koşun, dans edin, yoga yapın, nefesinizi farkedin ve bırakın içinizdeki ışık dışarı çıksın!


Bu yazıyı yağmurlu bir ilkyaz akşamı bir kafede yazarken, aklıma Buda’nın şu cümlesi geliyor: "Bırakmak mutluluktur”