Cumhuriyet'in İlanı ve Cumhurbaşkanlığı
Artık devletin modern bir şekil alması ve milletin çağdaş uygarlık seviyesine en kısa zamanda erişebilmesi yolunda büyük inkılaplar birbirini takibe başladı. Bu devre esnasında şapka ve kıyafet inkılaplari yapıldı. Halkı uyuşukluğa sevkederek her türlü hayat enerjisini yokeden tekkeler, zaviyeler, türbeler kapatıldı; Şeriye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı. Laik devlet prensibi kabul edilerek din ve devlet işleri kesin olarak birbirinden ayrıldı. Hukuk alanında, şeriye mahkemeleri ve Mecelle kaldırılarak Türk Medenî Kanunu'yla beraber birçok yeni kanunlar kabul edildi. İlim ve kültür işlerine büyük önem verildi; Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kurularak Türk tarihi ve Türk dili üzerinde çalışmalar yapıldı. Medreseler kapatılarak çağdaş kültürü benimseyen Cumhuriyet okulları açıldı. Eğitim ve öğretimde, laik ve millî bir yol takip edildi. Atatürk'ün en büyük eserlerinden biri olan harf inkılabı meydana geldi; Arap harfleri terk edilerek Latin harfleri esasına dayanan Türk alfabesi yapıldı. Üniversiteler konusunda büyük bir reform gerçekleştirilerek, çağdaş bir görünüm kazandırıldı. Bu arada ihtiyaç duyulan çeşitli fakülteler ve kürsüler açıldı. Uluslararası takvim, saat ve rakamlar kabul edildi. Kadın hukukunda reform yapılarak Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ekonomik hareketlere önem verildi. 1923 yılında Türkiye'de ilk defa olarak bir İktisat Kongresi toplanarak memleketin ekonomik problemleri görüşüldü. Zirai faaliyetler genişletildi; ticaret ve millî sanayi geliştirildi. Sağlık işlerine önem verildi. Güçlü bir ordu kuruldu. Yeni Türkiye Devleti'nin temeli olan bütün bu inkılaplara "Atatürk İnkılapları" adı verildi. İnkılapların memlekette daha süratle ve daha sağlam yerleşmesi için bütün Türk halkını içine almak üzere Cumhuriyet Halk Partisi tegkil edildi. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık Türkiye siyasetinin ilkeleri olarak kabul edildi.
1 Kasım 1922; Saltanat'ın Kaldırılması 1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile "Saltanat" ile "Hilafet (Halifelik)" birbirinden ayrılarak "Saltanat" kaldırılmış ve tahtta oturan Osmanlı Devleti'nin son Padişahı IV. Mehmet Vahdettin tahttan indirilmiş ve bir ingiliz savaş gemisiyle sürgün edilmiştir. Ayrıca Padişaha tabi İstanbul Hükümeti'ninde hukuki varlığı sona erdirilmiştir.
1922 yılının 1 Kasım günü Mareşal Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), Meclis kürsüsünden şu sözleri söylemiştir :
"Millet, mukadderatını doğrudan doğruya eline aldı ve milli saltanat ve hakimiyetini bir şahısta değil, bütün fertleri tarafından seçilmiş vekillerden oluşan bir Meclis-i Âli'de temsil etti. İşte o Meclis, Meclis-i Âli'nizdir; Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Milletin saltanat ve hakimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir".
9 Eylül 1923; Halk Fırkası'nın (Cumhuriyet Halk Partisi) Kurulması Halk Fırkası'nın (Cumhuriyet Halk Partisi) 4. Büyük Kurultay'ında Kürsede Konuşması sırasında Mustafa Kemal Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından 8 Nisan 1923 yılında "Dokuz Umde" olarak bilinen 9 adet ilkeyi içinde barındıran bir bildiri yayımlanmıştır. Bildirinin özünde ve özeti; Halkın kendi kendisini yönetmesi ve hakimeyetin kayıtsız şartsız yine halkın kendisine ait olduğuydu. Bu bildiri aynı zamanda sonradan kurulacak siyasi partinin; Cumhuriyet Halk Fırkası'nın da temel ilkeleri olacaktır.
Kurulacak olan partinin temelini ise Kurtuluş Savaşı boyunca verilen mücadelede Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilen cemiyetler oluşturacaktır. Mustafa Kemal (Atatürk)'in vefatının ardından demokrasi için herzaman fren ve engel görevi görecek olan Halk Fırkası bu günkü adıyla Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 yılında siyasi programını ilan ettikten sonra 11 Eylül 1923 tarihinde kurulmuştur. Partinin kurucuları arasında; Refik Saydam, Celal Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Uybadın, Kazım Hüsnü, Saffet Arıkan, Zülfü Bey vardı ve genel sekreter Recep Peker idi. Halk Fırası olan partinin ismi 10 Kasım 1924 tarihinde "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirildi ve son olarak 4 Mayıs 1935 yılında 4. kurultay'da parti bu günkü ismi olan "Cumhuriyet Halk Partisi" ismini almıştır.
29 Ekim 1923; Türkiye Cumhuriyeti'nin İlanı Cumhuriyet'in ilanı sırasında Mustafa Kemal Meclis kürsüsünde konuşmasını yaparken (23 Nisan 1923). 25 Ekim 1923 günü aynı anda hem Başbakanlık hem de İçişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi (Okyar) Bey, İçişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı. Aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı görevini yapan Ali Fuat (Cebesoy) Paşa'da ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu iki boş koltuk için yapılan seçimleri Mustafa Kemal (Atatürk)'e muhalif olan milletvekilleri kazandı. Meclis İkinci Başkanlığına Rauf (Orbay) Bey, İçişleri Bakanlığına Sabit Bey seçildiler. Bu durumdan hoşnut olmayan Mustafa Kemal (Atatürk), 26 Ekim 1923'te Başbakan Fethi (Okyar) Bey'den "Erkan-ı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili (Genelkurmay Geçici Başkanı)" Fevzi Paşa'nın dışında hükümetin istifa etmesini ve istifa edenlerin yeniden seçilirlerse görevi kabul etmemesini istedi. Böylece bir hükümet krizi yaratılmış oldu. Bütün bunların ardından yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu. Bu gelişmeler üzerine "Cumhuriyet İlanı" ile işi kökünden çözmeye karar veren Mustafa Kemal (Atatürk) 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya'da İsmet (İnönü) Paşa ve bir kaç kişiyide toplantıya çağırdı ve "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek kararını açıkladı. Misafirlerin ayrılmasından sonra İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda (Anayasa) gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı. Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal (Atatürk)'den düşüncelerini açıklaması istendi. Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı ve Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu. Tasarının parti grubunda kabulünden sonra aynı günün akşam saat 18.00'inde TBMM Genel kurul toplantısı başladı. Anayasa Komisyonu'nun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20.30'da milletvekillerinin alkışları ve "Yaşasın Cumhuriyet" sadaları ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi. Hemen ardından geçilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamının oyları ile Ankara milletvekili Mustafa Kemal (Atatürk), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
1923 - 1938; Cumhurbaşkanlığı Dönemi 29 Ekim 1923 tarihinde Büyük Millet Meclisi'nde Cumhuriyet'in ilanının hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimide gerçekleştirilmiş ve oylamaya katılan 158 vekilin tamamı Cumhurbaşkanlığı seçiminde tek aday olan Mustafa Kemal (Atatürk)'e oy vermiş ve oy birliği ile Mustafa Kemal (Atatürk) yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. 1927, 1931 ve 1935 yıllarındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmuş ve tekrar seçilerek Cumhurbaşkanı olmuştur.
Cumhuriyet'in ilanı ve Mustafa Kemal (Atatürk)'in Cumhurbaşkanı olmasıyla, devletin modern bir şekil alması ve milletin çağdaş uygarlık seviyesine en kısa zamanda erişebilmesi yolunda büyük inkılaplar birbirini takibe başladı. Bu devre esnasında şapka ve kıyafet inkılaplari yapıldı. Halkı uyuşukluğa sevkedecek her türlü hayat enerjisini yokeden tekkeler, zaviyeler, türbeler kapatıldı; Şeriye ve Evkaf Vekaleti kaldirıldı. Laik devlet prensibi kabul edilerek din ve devlet işleri kesin olarak birbirinden ayrıldı. Hukuk alanında, şeriye mahkemeleri ve Mecelle kaldırılarak Türk Medeni Kanunu'yla beraber birçok yeni kanunlar kabul edildi. İlim ve kültür işlerine büyük önem verildi; Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kurularak Türk tarihi ve Türk dili üzerinde çalışmalar yapıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte 19. yüzyıldan beri süregelen Eğitim ve öğretimdeki çift başlılık ortadan kaldırılarak eğitim ve öğretimde birlik sağlandı; eski dinamizim ve ilerici anlayışını kaybeden medreseler kapatılarak çağdaş kültürü benimseyen Cumhuriyet okulları açıldı. Atatürk'ün en büyük eserlerinden biri olan harf inkılabı meydana geldi; Arap harfleri terk edilerek Latin harfleri esasına dayanan Türk alfabesi yapıldı. üniversite'de de büyük bir reform gerçekleştirilerek ona çağdaş bir görünüm kazandırıldı; bu arada ihtiyaç duyulan çeşitli fakülteler ve kürsüler açıldı. Uluslararası takvim, saat ve rakamlar kabul edildi. Kadın hukukunda reform yapılarak Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ekonomik hareketlere önem verildi. 1923 yılında Türkiye'de ilk defa olarak bir İktisat Kongresi toplanarak memleketin ekonomik problemleri görüşüldü. Zirai faaliyetler genişletildi; ticaret ve milli sanayi geliştirildi. Sağlık işlerine önem verildi. Güçlü bir ordu kuruldu. Yeni Türkiye Devleti'nin temeli olan bütün bu inkılaplara "Atatürk İnkılapları" adı verildi. İnkılapların memlekette daha süratle ve daha sağlam yerleşmesi için bütün Türk halkını içine almak üzere Cumhuriyet Halk Partisi kuruldu. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık Türkiye siyasetinin ilkeleri olarak kabul edildi.