Davutoğlu, CHP ve MHP’nin seçim hükümetine üye vermeyeceğini açıklamasına karşın bu partilerden de kabineye üye alacağını ifade etti. Başbakan, ‘Muhataplarımız milletvekilleridir. ‘Evet’ veya ‘hayır’ demek onların takdiri’ yorumunda bulundu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi ve aynı binada bulunan Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu’nu ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir’e, yaklaşık iki hafta önce uğradığı silahlı saldırı nedeniyle ‘geçmiş olsun’ dileğini iletti ve görüşmede hem sorunların hem de beklentilerin ele alındığını söyledi. Davutoğlu’nun Demir’e, “bugünlerde her türlü provokatif eylem olabilir” demesi de dikkat çekti.
Davutoğlu, şunları söyledi:
OLAĞAN DAVRANMAK LAZIM: Türkiye’nin demokrasi tarihinde ilk kez böyle bir durumla karşı karşıyayız. Ak Parti olarak az bir marjla tek parti iktidarını kaçırdık. Küçük siyasi hesaplar için Anayasal çerçevelerden kopulduğu, ayrıldığı zaman hep beraber zarar görürüz. Kimse, ‘Türkiye’de bir olağanüstülük var’ kanaati oluşturmaya kalkmasın. Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Bu takdir çerçevesinde görev bana tevdi edilmesi halinde, yine anayasa ne diyorsa onu yapacağım.
‘Yasal çerçeveden sapmayız’
BAKAN OLMAK BÜYÜK ONUR: Anayasa açık, denir ki ‘Görevlendirilen başbakan adayı, Meclis Başkanı’ndan oranlara göre bakanların sayılarını aldıktan sonra görevlendirme yapar ve kişisel olarak teklif eder’. Orada hiçbir yerde ‘Parti grubuna teklif götürülür’ diye bir şey yok. Tek tek, o sayılar esas teşkil ederek teklif de bulunur. Kişiler bu teklifi kabul eder ya da etmez. Etmemesi halinde, yerine tarafsız, bağımsız kişilerden atama yapılır yani Ak Parti’den yapılmayacak bu atama. Öyle bir durum söz konusu olduğunda, Meclis Başkanımız bana sayıları verdiğinde ben, uygun gördüğüm isimlere teklif götürürüm. Bu hükümetin içinde, bütün partilerden temsil olursa seçim döneminde toplumda bir rahatlama olur. Oy veren bütün vatandaşlarımız temsil edildiklerini gördükleri için mutlu olurlar.
ANAYASA’DAN SAPMADIK: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya gelip erken seçim ve hükümet kararı almayı istedik. Bu olmuş olsaydı çok daha iyiydi. Geçici Bakanlar Kurulu’nu oluşturma görevinin bana verilmesi halinde elimdeki imkânlar ve gördüğüm perspektifleri de değerlendirerek en uygun isimlere teklif götüreceğim. Kabul etmeleri kendileri için de bir şereftir. Etmemeleri halinde de yerlerine liyakatine güvendiğim, hiçbir zaman da siyasi bir hesap yapmadan karar vereceğim bakanları atar, Cumhurbaşkanımızın onayına sunarım. Burada da hiçbir anayasa dışı çerçeve yoktur. Şu ana kadar 7 Haziran’dan beri, milletimiz de şahittir, tek bir santim hukuktan, anayasadan, yasal çerçeveden sapmadık, sapmayız.
CUMHURBAŞKANI TAKDİRİ: (CHP’ye hükümeti kurma görevi verilmemesi) Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Bana verilen görev bir hükümet kurmaktı, elimden geleni yaptım ve vakit kaybetmeden Cumhurbaşkanımıza görevi iade ettim. Ondan sonrası, Cumhurbaşkanımızın, diğer parti liderlerinin hükümet kurup kurmama imkânlarına göre yapacağı bir değerlendirme. Tabii bizim görüşmeler başlamadan önce bazı imkânlar da tüketildiği için, Ak Parti dışındaki formüllerle ilgili bu değerlendirmeler yapılmış olabilir.
3 DÖNEM KURALINDA DEĞİŞİKLİK: 3 dönem kuralı, Ak Parti’nin, Cumhurbaşkanımızın genel başkanlığı döneminden ve ilk daha kuruluşundan itibaren öne çıkardığı önemli bir ilke. Felsefi yaklaşım itibariyle doğru bir ilke olduğunu hep kabullendik ama bu sefer özel durum hasıl oldu. Çok kısa sürede 4 ayda bir dönem bitmiş oldu. Bunu dönem olarak saymak, bazı arkadaşların tam da siyasete girmiş ve tecrübe edinmiş iki dönemde tecrübe edinmiş arkadaşlarımızın birikimlerini kullanmak bakımından zorluklar doğurur. Dönem olarak saymamak da bu sefer 3 dönemi doldurmuş olanların hakları bakımından yanlış olur. Bir tüzük heyeti çalışıyor. Tüzüğümüzde başka değişikliklerin de olmasını planlıyoruz. Mümkün olan en geniş insan kaynağı kadrosunu potada tutmak. Bu ilkelere dayanan çözüm bulacağız.
‘Anayasa ne diyorsa ben onu yaparım’
Davutoğlu, CHP ve MHP’ye de milletvekillerine bağımsız bakanlık teklifinde bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Ben Anayasa’nın ruhuna bakarım. Hani herkes Anayasa’ya uyulması çağrısında bulunuyor, özellikle Cumhurbaşkanımıza, bu çağrılar yapılıyor. Ben şu andaki sistem içinde Anayasa ne diyorsa, onu yaparım. Anayasa şunu söylemiyor, ‘Bu konuda gruplar karar alır, milletvekili adayları bildirilir, partiler karar alır’ demiyor. Bütün partilerin iç disiplinlerine saygı duyarım, onların iç işlerine de karışmam. Ben de genel başkanım. Kimse Ak Parti’nin iç işlerine karışmaz, aynı şekilde ben de iç ilişkilerine müdahale etmem ama Anayasa bunu söylüyorsa, Anayasa her şeyden üstündür. Hepimiz var olan sistemi savunduğumuzu iddia ediyoruz. Bu sistem ne diyorsa o olacak. O sistem gereği muhataplarımıza, muhataplarımız burada tek tek milletvekilleridir, partilerle ilgili olan sayısal olarak o partinin temsil oranlarıdır, o milletvekilleri tabi kendileri nasıl karar alırlar, partileriyle nasıl istişare ederler o beni ilgilendiren husus değil. Ben en doğru adaylara en doğru bakanlıkları teklif etmeyi bir sorumluluk olarak görürüm. Evet veya hayır demek onların takdiri.”