İş akışının ve hayatın hızlanmasıyla dozajını artıran stres, özellikle iş hayatında kendini hissettirir seviyelere geldi. Artık 'hastalık' olarak tanımlanan işyerinde ve iş yüzünden stres, performansı düşürüyor, sağlığa zarar veriyor, çalışanların ilişkilerini bozuyor, depresyon ve kaygı bozukluklarına yol açıyor ve hatta çok derin psikolojik ve fizyolojik zararlar veriyor.
Stresin en büyük faktörü rol karmaşası ve görev belirsizliği. Sadece işini yap mantığıyla birleşen zayıf iş eğitimi ve 'yaparken öğren' şirket felsefesi de stresi artıran etkenlerin başında geliyor. Çalışanlarını işi yaparken öğrenmeye iten ve onlara gerekli eğitimi vermeyen işyerleri potansiyel birer stres merkezi.
Görev belirsizliği ana etken
Stressiz bir iş ortamının düşünülemeyeceğini belirten Bayındır Hastanesi Psikiyatri Bölümü Psikiyatri Uzmanı Dr. İlkay Çetin, uzun süreli iş ortamlarında, rol karmaşasının ve görev belirsizliğinin bulunduğu ortamlarda ve problemli iş ilişkilerinin bulunduğu ortamlarda iş stresinin daha fazla görüldüğünü belirtti.
Sonuçları ise genellikle halsizlik, uykusuzluk ve formdan düşme, isteksizlik...
Çetin, stresten kurtulmanın huzurlu, tatmin edici, iş güvenliği olan, görev ve rollerin net belirlendiği, olumlu özelliklerin ve başarıların ödüllendirildiği bir iş ortamında çalışmaktan geçtiğini söyledi. Ayrıca iş dışında hobilerle meşgul olmanın, iş verimini artırdığı gibi stresi de azalttığını söyledi.
Kötü yönetim de etkili
Uzun çalışma saatleri ve kötü yönetim de bunlara eklenince stresin şiddeti de artıyor. Her insanın strese gösterdiği tolerans farklı ve dolayısıyla dayanma seviyesi de farklı. Stresin dozajının arttığını ve tehlikeli boyutlara geldiğinde baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, kilo kaybı, uyuma zorlukları, sürekli soğuk algınlığı, çabuk sinirlenme ve konsantrasyon bozukluğu ile alkol veya uyuşturucu maddeler kullanma ile anlamak mümkün.
Vücudun her yerini etkiliyor
Çetin, stresin fiziksel olarak kan basıncında ve kalp hızında artışa sebep olduğunu belirterek, "Mide ve ince bağırsakta ülser oluşumuna zemin hazırlayan, immün sistemi zayıflatıcı etkisiyle enfeksiyonlara yatkınlık oluşturma, baş ağrısı, karın ağrısı, sırt ağrısı başta olmak üzere vücudun bir çok yerinde ağrılara neden olma durumlarıyla yakından ilişkilidir. Fiziksel zararlarının yanı sıra stres; ruhsal durumu da etkilemektedir. Sinirlilik, gerginlik, kronik halsizlik, yorgunluk, iştahta artma yada azalma yönünde değişikliklere, çaresizlik duyguları, güvensizlik duyguları, uyku bozuklukları, unutkanlık, çarpıntı,terleme gibi otonomik hiperaktivite bozukluklarına yol açmaktadır" dedi.
Stresin nedenleri Teknoloji: Bilgisayarın getirdiği hız ve çalışanlardan beklenen verim de beraberinde arttı. İnsanlar çoğu zaman bu hıza ayak uydurmak ve bunu korumak için stres altına giriyorlar.
Kazanç: İşsizliğin yüksekliği ve gelir seviyesinin düşüklüğü işyerindeki stres seviyesini artırıyor. Performans düşüşü ve iş kaybetme riski de stresi artırıyor.
Kontrol: Çalışanlar firma kararlarından uzak kaldığı için kendilerini soyutlanmış hissediyorlar. Bunun yarattığı stres faktörü ise kendilerini firmanın gözünde değersiz hissetmeleri.
Kötü yönetim: Sebepsiz baskılar, uzun çalışma saatleri ve hızlı iş çıkarmak için daha çok çalıştırmaya odaklı yöneticiler stres seviyesini arttırıyor.
Tehlike sınırının belirtileri
Yorgunluk
Bitkinlik hissi
Baş ağrıları, mide rahatsızlıkları
Kilo kaybı
Uyuma zorlukları
Sürekli soğuk algınlığı
Sabırsızlık, çabuk sinirlenme
Konsantrasyon bozukluğu
Vücut ısısında sık değişiklikler
Çok sık öfkelenme
Dargınlık, alınganlık
İş kaybetme korkusu
Depresyon
İletişim isteksizliği
Alkol ve uyuşturucu kullanma