İnsan beyni üretkendir ve bu özelliğini eyleme geçirmek için nesnelerle olayların yapıcı şekilde bir araya gelmesine anlamlı bir bütünlük oluşturmasına ihtiyaç duyar. Bu üretkenliğin beynin çalışkan yapısı gereği teşvik edici içsel bir dürtü olarak enerji birikmesi ortaya çıkardığı ve biriken enerjinin salınımını bedensel aktivite ile sağlayamadığı tembel ya da koşulsuz durumlarda hayal gücüne bıraktığı bilinir.
Çocuğun fiziksel yapısı, bedensel koşulları ve düşük seviyedeki yaptırım gücü beyin yapılarımıza bağlı, doğamızda yer alan bu üretkenlik dürtüsüne cevap verebilecek, tatmin sağlayabilecek imkanları sağlamaktan aciz durumdadır. Çocuk bu haklı ve istenmeyen aciziyetini hayal gücünün üretme, olay yaratma isteğini simüle eden , tatbikleştiren evreninde bir engel olmaktan çıkartıp soyut bir fonksiyona dönüştürür ve bu sayede soyutluk üreterek gerçeklikle ortaya koyamadığı üretkenlik hevesini tatmine ulaştırır.
Kimi zaman bu hayal evrenindeki simülasyonunu senarize edecek, adımlar ve dizi halinde kurgulayacak öykülere ihtiyaç duyar. İşte bu noktada masallar devreye bir suflör gibi girip yardım etmeye başlar ve çocuğun hayal dünyası textine doğaçlamanın yorucu olduğu vakitlerde önceden yazılmış replik ve kurgular getirir. Bu kurgulanmış öykülerin kahramanı, olayları arasındaki en önemli bağlantısı olmak çocuk için rol ve modeller tercih etme çağında olduğu düşünülürse bulunmaz türden fantazyalar ve kişilikler sunmaktadır.
Hayal gücü ile biçim ve renk verdiği öyküsel kişiliklerle kendisini özdeşleştirmesi mitolojideki Narcissus fenomeni ile ilişkilendirilebilir. Türk diline nergiz çiçeği olarak geçen bu mitsel olaya göre Narsis, kadınların çok hoşlandığı ama onlara cevap vermeyen bir kendini beğenmiş karakterindedir ve psikolojide narsisizm insanın hayattaki etkinliğini artıran, kendini beğenme, sevme gereği için ilham verici bir araçtır. Masallar çocuk dünyası için ilham sağlayacak olan bu narsistik karakterleri içeriğinde barındırır ve ilgi uyandırıcı bir seviye elde eder.
Yetişkinlerin dünyasında faal olmak adına geri durumda bulunan çocuklar, hayal dünyalarının yüksek enerjisi ile kaynayan eylem isteklerini pratiğe dökemeyip simülasyona başvurdukları bu çağlarında düşünme evrenlerine dışarıdan desteklenen masallar için geniş bir kapı aralamaktan büyük keyif duyarlar. Kapılar içeri doğru açılıp edinilen ilham ve dimakta bırakılan tadlarla dışarı çıkmayı bekleyen karakterler, hayal güçleri olarak dönüşecek çocuk dünyalar için geleceğin geçişlerini tayin eder. Masallar bu kapıların ardındaki çocuklara; dünyaya faydalı bireyler olma hayallerine ilham , önsöz ve fragman olmak için dinlemeye değer görünen bir edebi dokunuştur.