İlk kez Tanzanya’da Olduvai Boğazı’nda keşfedilen Homo habilis’in temsilcileri, günümüzde Etyopya’da, Kenya’da ve Güney Afrika’da da bulunmuştur. En az iki milyon yaşında (hatta, Afar’da bulunmuş olan bazı parçaların gösterdiğine göre daha da fazla) olan bu tür, daha düz ve biraz daha uzun olan bir suratla, daha kalkık bir alınla, yuvarlak bir art kafayla ve daha önemli bir kafatası hacmiyle (660 ila 780 cm3 arasında) kendisinden öncekilerden farklılaşmaktadır. Toprak üzerinde inşa edilmiş diyebileceğimiz ilkel yapılaşmalar da, Homo habilis’le birlikte görülmektedir: bunlar, kendisinden daha iri ve güçlü olan australopitekuslardan sakınmak amacıyla yapıldıklarını düşündüren barınaklara veya daha açık bir ortamda avlanırken görünmemek kaygısıyla yapılmış avcı kulübelerine benzemektedir.
Homo habilis’in kullandığı aletlerse, kendisinden öncekilere kıyasla büyük bir çeşitlilik ve zenginlik göstermektedir. 1,5 ila 1 milyon yıl öncesinde Avrasya’ya yayılıp çoğalacak olanlar da muhtemelen onun ardıllarıdır: bu aletleri yapan zanaatkar, hemen hemen hiç tanınmamakla birlikte, bu dönemin yapı özelliklerini gösteren bir çok sit, gün ışığına kavuşturulmuştur.
Homo erectus. Asya’dan (Zhoukoudian), Afrika’dan (Kenya’da Turkana Gölü kıyıları, Güney Afrika’da Svvartkrans, Cezayir’de Ternifin,
vb.) ve Avrupa’da (mesela, Almanya’da Mauer, Macaristan’daki Vertesszöllös) bulunmuş olan bir çok değişik varlık, 1891’de, Cava’da keşfedilen Homo Erectus’un adı altında toplanmaktadır. Eski dünya’nın üç kıtasına da yayıldığından kuşku duyulmayan ilk insansı da budur. Kenya’da Batı Turkana’da bulunan 1,7 milyon yıl yaşındaki eksiksiz erişkin iskeletinin de gösterdiği gibi, bunların en eskileri Doğu Afrikalıdır. Bu türün kafatası oldukça basık ve arkaya doğru eğimli, göz üstü çıkıntıları (kaş kemeri) belirgin, surat hâlâ öne doğru uzun ve kafatası hacmi kendisinden öncekilere kıyasla net biçimde büyüktür (900 ila 1 159 cm3). Homo erectus’a ait sayısız alet ve gereç bulunmuş olup bunların çoğu yassı çakıl taşlarından yapılmıştır; ama bunların yanı sıra iki yüzü keskin taş bıçaklar veya küçük baltalar gibi daha uzmanlık işi parçalar da mevcuttur. Nihayet geçmişte ateşe ilk kez egemen olabilen ve onu tekrar yakabilen insansının bu olduğunu da belirtelim.