Yanlış beslenme yöntemleri ne yazık ki insanlarda birçok hastalıklara sebebiyet vermektedir. Bu hastalıklar arasında beslenme yanlışlıklarından kaynaklana kanser vakaları da bulunmaktadır. Hatta yeteriz beslenme, bazı vitamin ve minerallerin eksik alınması bile kanser vakalarını tetikleyebilmektedir.
Esasında kanser vakalarının oluşumunun bizim bağışıklık sistemimizle doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Vücudumuzda sürekli istenmeyen durumlar olabilmekte fakat bağışıklık sistemimiz güçlü olduğu için bu istenmeyen durumları yenmekteyiz. Fakat bağışıklık sistemi çöktüğü zaman veya zayıfladığı zaman bundan hücrelerimiz olumsuz etkilenmekte ve daha ileri durumlarda kanser oluşumu da başlamaktadır
Meyve ve sebzelerden az tüketmek, çok tuzlu yiyecekler, çok sıcak içecekler yemek borusu kanseri vakalarına yol açabilmektedir. Vücuttaki demir eksikliği sindirim sistemi sorunlarına ve daha ileri aşamalarda bu bölgede kanser vaklarına yol açabilmektedir. Kızartılmış etler, ızgarada fazla pişmiş ve yanmış etler kanser riskini artırmaktadır. Alkol alan insanlarda kanser vakaları daha çok görülür. Çünkü alkol vücut direncini kırarak dokulara zarar verir ve kanserli hücrelerin daha çabuk oluşmasına fırsat verir.
Aynı şekilde sigara içen insanlarda ağız, gırtlak ve akciğer kanseri vakaları daha çok görülür. Aşırı alkol alan insanlarda yemek borusu kanseri vakaları daha sık olur. Alkol ve sigara ikilisi bir araya geldiği zaman kanser oluşumu riski çok daha fazla artmaktadır.
Meme kanseri çok yağlı yiyecekler ve yüksek proteinli yiyecekler tüketen, kilolu kadınlarda daha sık görülür. Genç yaşta hamileliklerde ve çocuk emziren bayanlarda meme kanseri riski diğerlerine göre daha azdır. Ayrıca vitaminler yönünden C vitamininin, B-Karoten ve lifli yiyeceklerin göğüs kanseri riskini azalttığı bilinmektedir. Ayrıca çinko içeren besinleri de ihmal etmemek gerekir. Çünkü çinko insan vücudunun bağışıklık sistemini güçlü tutar ve ayakta durmasını sağlar. Bu amaçla çinko alımı da önemlidir. Selenyum mineralinin de kanser hücrelerinin oluşumunu önlemede etkili bir görevi bulunmaktadır. Bu belirtilen vitamin ve mineraller antioksidan bir özelliğe sahiptirler.
Mide kanseri riskini azaltmak yine önemli ölçüde kişilerin kendi elinde olan bir durumdur. Durum ağırlıklı olarak beslenmeyle ilgilidir. Sebze ve meyve yönünden zengin beslenme, tam tahıl ürünleri, bol miktarda A, C, E vitamini barındıran yiyecekleri tüketmek, tuzu mümkün olduğunca az tüketmek, yiyecekleri doğru pişirmek, yiyecekleri uygun koşullarda saklamak v.b. etkenler mide kanseri riski azaltıcı etki yaparlar. Örneğin etleri haşlanmış veya ızgarada yakmadan, ateşten koruyarak pişirmek gerekir.
Alkolün karaciğer sirozu riskini artırdığı ve daha ileri aşamalarda karaciğer kanserine yol çatığı bilinmektedir. Yağlı yiyecekler ve lif miktarı düşük besinleri tüketmek kalın bağırsak kanserine yol açabilen etkenlerdir. Çünkü lifli yiyecekler kalın bağırsağımızı daha iyi çalıştırırlar. Bağırsaklarımız iyi çalışmaz ise vücuttan atılması gereken atık maddeler vücutta kalacak bu da kanser riskini artıracaktır.
Kanser riskini azaltmak için alkol ve sigaradan uzak durmak, bol bol meyve ve sebze tüketmek, bol bul sıvı tüketmek ( günde 1,5 – 2 lt ), az yağlı süt ürünlerini tüketmek, yiyecekleri uygun koşullarda pişirmek ve saklamak, yağı mümkün olduğunca az kullanmak, tuzu olabildiğince az kullanmak kanser riskini azaltan etkenlerdir.