Migren hastası biri olarak diyebilirim ki ALLAH düşmanıma vermesin bu illet hastalığı…
Migren atağı sinyaller ile başlar bu sinyaller, bazı yiyeceklere aşırı yeme hisi olduğu gibi bazıların da ise tiksinti yapar, ışığa ve sese duyarlı yapar ve gözlerde çok feci bir sancı yapar (göz birden çıkacakmış gibi bir his verir kişiye)
Dünya da kadın, erkek bir çok kişi de tanısı konulan migren diyebilirim ki tam bir illetdir…Her ne kadar kadın ve erkekler üzerin de migrewn tanısı konmuş olsa da migren atakları en çok kadınlar da görülüyor Melek’lerim…
Peki bu illet migren atağı ve yahutda sinyalleri başlayınca ne yapmalıyım, nasıl bir tedavi gerekli diye düşünüyor iseniz, o halde buyrun Melek’ler…
Kişilerin yaşamlarındaki olumsuz etkilerine rağmen, migreni olanların çoğu tam tedavi edilmezler. Bu, bazen, migreni olanların tedavi edilme şanslarının olmadığına inanmalarından ve bu konuda doktora gitmemelerinden kaynaklanır. Ancak daha yeni ve daha etkili tedavilerin bulunmasıyla, migreni olan pek çok kişi için yeni umutlar doğmuştur.
Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, migreni olan çoğu kişi, belli faktörlerin migren ataklarını “tetiklediğine” inanır. Bu tetikleyiciler arasında stres veya stres sonrası gevşeme, çok fazla veya çok az uyku, kuvvetli ışık, hava değişiklikleri ve çikolata, peynir, kırmızı şarap, kahve ve çay gibi yiyecekler yer alır. Çoğu kadında hormonal değişiklikler veya adet dönemi de migreni tetikleyebilir, ancak ataklar başka zamanlarda da olabilir.
MİGREN ATAĞI SIRASINDA NELER OLUR?
Migren atağı dört döneme ayrılabilir, ancak migreni olan insanların çoğu bu dört dönemin hepsini birden yaşamaz. Bu dönemler sırasıyla:
1. Uyarı Dönemi
Migrenin ilk dönemi genellikle birkaç saat sürer fakat birkaç gün de sürebilir. Yorgunluk, esneme, ruh hali değişiklikleri, bazı yiyecekler için açlık ve ışık-ses-kokulara karşı artmış duyarlılık gibi uyarıcı belirtilerdir. Yaklaşık olarak migreni olan her 10 kişiden 6’sı uyarı dönemini yaşar.
2. Aura
Auralar beynin içinden kaynaklanan, başağrısı atağından genellikle 20 dakika ile 1 saat öncesinde oluşan belirtilerdir. Migreni olan her 10 kişiden ortalama 2’si aura belirtilerini yaşar. Bunlar genellikle görme ile ilgili, çakan ışıklar, zig-zag çizgiler veya görmenin grileşmesi gibi problemlerdir. Aynı zamanda işitme veya konuşma problemleri, zihin bulanıklığı ve vücudun bazı bölümlerinde veya yüzde karıncalanma hissi olabilir. Aura, başağrısı başlamadan önce kaybolabilir veya başağrısı dönemine dek uzayabilir.
3. Başağrısı Dönemi
Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemi başağrısıdır. Genellikle zonklayıcı, ağrılı ve sıklıkla da başın bir tarafındadır.
Ağrı her atakta başın bir tarafından diğer tarafına geçebilir veya başın her iki tarfında olabilir. Ağrı genellikle yürüme veya merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle şiddetlenir.
Ancak migren ’yalnızca bir başağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migrendeki başağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migrenli insanların çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar. Eğer hiç tedavi edilmezse, migren tipik olarak 4 saat ile 3 gün arasında sürer, ancak süre ortalama 1 gündür.
4. Ağrının Geçme Dönemi
Başağrısı durduktan ya da geçtikten sonra, migrenli insanlarda yeniden normal hissedene dek uzun süre başka belirtiler görülür. Migren atakları genellikle ayda 1 veya 2 kez olur ancak daha sık olabilir. Atakların şiddeti değişiktir ve olacağı önceden kestirilemeyebilir. Yukarıdaki 4 dönemde de her atakta genellikle görülmez. Şiddeti de değişiktir, kişinin aktivitelerini engellemeyecek orta şiddette bir başağrısından, uzun işgöremezlik yaratan şiddetli başağrısına dek değişebilir. Sıklıkla, migreni olan kişi için iki atak birbirinin aynısı değildir.
Migren, stres yaratıcı bir durum olmakla birlikte, migren atağının sonunda geçeceğini ve daha ciddi bir şey olmayacağını anlamak önemlidir. Migreni olan bazı insanlar, bu belirtilere yol açan daha ciddi bir şey olabileceğinden endişelenirler, ancak bu çok nadirdir.
Migren tedavisinde pek çok yol vardır. Bunlar ilaç almaktan, yaşam biçimi değişikliklerine kadar farklılık gösterir. Migrenin ilaç tedavisinde iki yol izlenir:
1. Akut tedavi (atak tedavisi)
Atak tedavisi için basit ağrı kesiciler kullanılabilir, ya da migren ataklarına özel ilaçlar alınabilir.
2. Önleme tedavisi
Özellikle ataklar çok sıksa ve yaşam kalitesini çok bozuyorsa önleme tedavisi uygulanır. Bu tedavide migren atağı olsun olmasın, her gün ilaç alınır. Önleme tedavisi atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir.
YAŞAM BİÇİMİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Migren ataklarını önlemek için yaşam biçiminizdeki bazı değişikliklerin faydası olur.
* Tetikleyicilerden uzak durun!
Başağrısını tetikleyen faktörler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Migren ataklarını önlemek için alınacak önlemlerden ilki, parlak ışık, rüzgar, keskin kokular gibi tetikleyicilerden uzak durmaktır.
* Düzenli egzersiz yapın!
Vücudu aşırı zorlamayan, yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi egzersizler kaslarınızdaki gerginliği azaltır, dolaşımınızı artırır. Böylece migren ataklarınızın sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azalır.
* Alışkanlıklarınızı sürdürün!
Düzenli uyuyun,
Düzenli yemek yiyin,
Hafta içi alışkanlıklarınızı hafta sonunda da sürdürün.
Sevgili Melek’lerim şimdi ise bizim siz migren hastalarına önereceğimiz ”şifalı Bitkiler” ile migreninizi tedavi edebilir o anki ataktan rahatlıkla kurtulabilirsiniz.
Migreni Tedavi Eden Şifalı Bitkiler…
Öneriler : Havanda dövülmek suretiyle ezilen birkaç diş sa*rımsak alın ve şakaklara konulur.
* Bir litre suyun içine iki çorba kaşığı fesleğen katılıp kay*natıldıktan sonra ılımasına yakın bu su ile kafa derisine firiksi-yon yapılarak baş yıkanılır.
* Bir litre suyun içine ince kıyılmış bir avuç andız kökü ka*tılıp kaynatılmasının ardından süzülerek günde üç yarım kahve fincanı içilir.
* Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı civanperçemi katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra içilir. Ge*rektiğinde gün içinde üç defayı geçmemek şartıyla tekrarlanır.
* Bir litre suyun içine birer çorba kaşığı melek otu kökü ve yaprağı katılıp kaynatıldıktan sonra süzülerek günde üç öğün bi*rer çay bardağı içilir.
* Bir çay fincanı kaynar suyun içine bir çay kaşığı çuha çi*çeği katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra günde üç öğün içilir.
* Bir çay fincanı kaynar suyun içine bir çay kaşığı kişniş katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra günde üç öğün içilir.
* Bir bardak kaynar suyun içine ince kıyılmış bir çay kaşığı san şebboy saplan katılıp soğumasının ardından süzülerek günde üç defa birer çay kaşığı kullanılır. Aşırı dozda kullanılması sakıncalıdır.
* İki avuç dolusu ince kıyılmış lahana yaprağı su kaynayan bir tencerenin üzerine konulmuş bir süzgecin içine bırakılır. Bu*harda pişen bitkiler bir tülbentin arasına yerleştirilerek kompres olarak alna bağlanır.
* Bir bardak kaynar suyun içine ince ufalanmış bir silme tatlı kaşığı kadar hazeran çiçeği katılıp soğumasının ardından süzülerek günde üç kere birer tatlı kaşığı kullanılır. Aşın dozda kullanılması sakıncalıdır.
* Bir litre suyun içine bir avuç ince kıyılmış kedi otu katılıp kaynatılmasının ardından günde üç öğün birer çay fincanı içilir.
* Bir litre suyun içine bir çorba kaşığı nilüfer çiçeği katılıp kaynatıldıktan sonra günde üç öğün birer çay bardağı içilir.
* Bir çay bardağı kaynar suyun içine bir çay kaşığı ısırgan otu katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra sü*zülerek günde üç Öğün birer çay bardağı içilir.
* Bir litre suyun içine bir avuç gelincik çiçeği konulup kay*natılır ve süzülüp bir bardak üzüm sirkesi ilave ettikten sonra bir saat kadar bekleyip içine iki adet tülbent batırıp birini alma diğeri*ni ise enseye koyulur. Bu işlem kısa aralıklarla devam ettirilir.
* Bir litre suyun içine yarım su bardağı demirhindi katılıp kay*natıldıktan sonra süzülerek soğuk olarak günde üç su bardağı içilir.
* Bir litre suyun içine bir avuç ince kıyılmış aslanpençesi yaprağı katılıp kaynatılmasının ardından günde üç öğün birer çay fincanı içilir.
* Havanda dövülerek toz haline getirilmiş olan yanm kah*ve fincanı mesteki sakızı, bir kahve kaşığı anason bir kahve fin*canı kınntı haline getirilmiş sinameki hepsi bir arada iyice har*manlandıktan sonra bu karışımı macun haline getirebilecek oranda süzme bal katılıp günde bir çorba kaşığı yenir.
* Bir çay fincanı kaynar suyun içine bir çay kaşığı anason (çatılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra günde ûç öğün içilir.
* Bol miktarda kiraz, çekirdeklenyle birlikte havanda iyice dövülerek ezildikten sonra lapa haline gelmiş kiraz bırtülbentin arasına konulup alna bağlanır.
* Bir litre suyun içine bir çorba kaşığı ayva çiçeği katılıp kaynatıldıktan sonra süzülerek günde üç öğün birer çay bardağı (arzuya göre tatlandırılarak) içilir.
* Bir kahve fincanı limon suyu ile bir silme tatlı kaşığı Türk kahvesi karıştırılıp içildikten sonra üzerine bir kahve fin*canı ıhk su içilir.
* Yarım litre gülsuyunun içine bir çorba kaşığı kekik katılıp 2-3 saat beklendikten sonra içine batırılan iki adet tülbentten bi*ri alma, diğeri ise enseye konulur ve kısa aralıklarla değiştirilir.
* Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı mine çiçeği ka*tılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra içilir. Ge*rektiğinde gün içinde üç defayı geçmemek şartıyla tekrarlanır.
* Havanda dövülerek toz haline getirilmiş iki çorba kaşığı keten tohumu, iki çorba kaşığı eritilmiş kuyrukyağı ile karıştırı*lıp kavrulduktan sonra bir avuç yasemin katılıp alına bir tül*bentle birlikte bağlanır,
* Bir litre suyun içine bir avuç mersin yaprağı katılıp kay*natıldıktan sonra günde üç öğün birer çorba kaşığı içilir.
* Bir çay fincanı kaynar suyun içine bir çay kaşığı ıhlamur katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra günde üç öğün içilir.
* Bir litre suyun içine birer silme tatlı kaşığı nane, sedef o-tu ve bir avuç oğul otu katılıp kaynatılmasının ardından süzüle*rek günde üç öğün birer çay bardağı içilir.
* Bir çay fincanı kaynar suyun içine bir çay kaşığı mercan*köşk katılıp demlenmesi için kısa bir süre beklendikten sonra günde üç öğün içilir.